"Asortie Ailesi Olarak Pandemi Sürecinde Büyüdük, Büyümenin Sırrı Karınca Gibi Çalışmak ve Piyasayı İyi Analiz Etmek"
Asortie Mobilya Yönetim Kurulu Başkanı Murat Erat, pandemiye rağmen ihracatlarını arttırarak büyümeyi nasıl sağladıklarını anlattı.
En önemli ilkesi kullanıcının hayalinde saklı olan mekânı mükemmel şekilde tasarlamak ve üretmek, temel amacı ise kullanıcıya mutluluk kazandıran tasarımlara hayat vermek olan, mükemmelin mekâna yansıması Asortie Mobilya, bugün İstanbul, Sırbistan, Dubai ve Ukrayna mağazalarından dünyanın 46 ülkesine mobilya ihracatı yapıyor. Özellikle pandemi döneminde dijitale yaptığı ciddi yatırımlar, üst düzey ürün kalitesi ve satış sonrası hizmet ağları ile Asortie Mobilya Yönetim Kurulu Başkanı Murat Erat, pandemiye rağmen ihracatlarını arttırarak büyüme sağladıklarını ve bunun için de karınca misali çalıştıklarını söylüyor. Murat Erat ile pandemi döneminde izledikleri yolu, ihracatta yakaladıkları başarının sırrını, ülke ekonomisine sağladıkları katkıyı ve gelecek hedeflerini konuştuk.
Murat Bey, pandemi süreci etkilerini azaltsa da devam ediyor. Siz bu süreci nasıl geçirdiniz?
Pandemi gerçekten tüm insanlık için çok kötü bir deneyimdi. Şu an tehlike halen devam ediyor ama biraz onunla birlikte yaşamaya alıştık sanki. Bu süreç elbette birçok sektör gibi mobilya ve dekorasyon sektörünü de ilk başlarda olumsuz etkiledi. Fakat pandemi sürecinin mobilya sektörüne farklı bir katkısı oldu. O da insanların evlerinde daha çok vakit geçirmesi ile birlikte evlerindeki bazı eksikleri görmeleri veya değişen yaşam alışkanlıklarına göre yeni dekorasyon fikirleri geliştirmeleriydi. Bu özelliği ile pandemi süreci kısa vadede mobilya sektörü için bir tehdit oluşturmuş olsa da orta ve uzun vadede farklı bir fırsat da yaratmış oldu. Asortie Mobilya olarak pandemi sürecinin ilk başlarından bu süreci tahmin ettik ve gerek üretim yapılanmamızı gerekse de satış kanallarını yeni döneme göre dizayn ettik. Asortie Mobilya olarak en güçlü olduğumuz yanımız ihracat kabiliyetimiz ile 46 farklı ülkede satış kanallarımızın olmasıdır. Bu kanalları pandemi sürecinde hız kesmeden kullandık. Özellikle insanların sosyal medyada zaman geçirdiği kapanma günlerinde çok ciddi bütçeler ile sosyal medya reklamları yaparak kendimizi unutturmadık. Pandemide fabrikalarımızı covid önlemleri kapsamında kademeli olarak çalıştırdık ve üretim bandımızı hiç aksatmadık. Şu anda pandemi dönemlerinde yaptığımız reklam ve tanıtım faaliyetlerimizin meyvesini toplamaya başladık.
Global ölçekte çalışan bir şirket olarak siz bu süreçte hangi aksiyonları aldınız?
Pandeminin etkilemediği bir ülke yok sanırım. Özellikle yurt dışı mağazalarımızdaki faaliyetlerimiz buradan ürünlerin üretilme ve sevkiyat işlemleri uzun sürdüğü için çok etkilendi. Bunun önüne geçmek için yurt dışı mağazalarımızdan alışveriş yapan müşterilerimizin ürünlerini direkt Türkiye’den gönderdik. Oradaki ekiplerimiz sadece montaj yaptılar. Bunların yanında her ülkenin durumuna göre özel kampanyalar yaparak insanların ilgisini çekmeye çalıştık. Tabi bu pandemi bize çok farklı işler de öğretti. Mesela online reklamların ve mobil uygulamaların ne kadar önemli olduğunu bir kez daha gördük. Tüm pazarlama stratejimizi dijital mecralar üzerine kaydırdık. Ama klasik reklam aksiyonlarımızı da çok kısmadık. Pandemi döneminde yapmış olduğumuz çalışmaların dönüşlerini bu son iki aydır almaya başladık. Hatta 2020 ciromuzu bir önceki yıla göre %15 seviyelerinde artırdık.
Peki pandemi sürecinde bile büyümenizin sırrı nedir?
Ticarette bir kural vardır; herkesin durduğu yerde sen koşacaksın. Ancak bu şekilde öne çıkabiliyorsun. Elbette bu koşuyu da akıl ve piyasa verileri ile harmanlayacaksınız. Birçok firma pandemide kabuğuna çekilip faaliyetlerini kısarken, biz yeni ürün geliştirme ve yeni pazarlar elde etmek için çabaladık ve bu yıl ihracat yaptığımız ülke sayısını artırdık. Öyleki yaptığımız ihracat rakamları önceki yıllara göre artış gösterdi. Bu gibi durumlarda pazarı iyi tanımak ve ihtiyacın ne olduğunu iyi kavramak size ivme kazandırır. Vizyoner mobilya üreticisi, barışta bayrak direği satar, savaşta tabut satar ama her koşulda üretimini ve ticaretini devam ettirir. Biz pandemi sürecinde kendimizi ve sınırları zorlayarak birçok ülkeye ticari ziyaretler yaptık. Elbette bu önceden yaptığımız ziyaretler kadar kolay ve keyifli değildi ama biz asla evde yatmadık. Fabrikadaki üretim departmanımız yasaklı günlerde işine gelemese de biz, devletimizin tanıdığı özel izinler ile her gün işimizin başında kaldık ve gelecek süreçler için yeni fikirler ve yol haritaları çıkardık. Asortie Ailesi olarak bizler pandemi sürecinde de büyüdük. Büyümenizin sırrı ise karınca gibi hiç durmadan çalışmak ve piyasayı iyi analiz etmek.
İhracatınızı arttırarak aslında Türkiye ekonomisine can suyu olan döviz girişini sağlıyorsunuz. Peki bu döviz girişini arttırmak için mobilya sektöründe ne gibi düzenlemeler yapılabilir?
Şu an birçok ülke gibi, Türkiye’de bir ekonomik daralmanın içinde. Bu gibi durumlarda ekonominin ana damarını besleyen temel argüman şüphesiz dışarıdan döviz girdisi sağlanması. Mobilya sektörü döviz girdisi anlamında ekonomimizin lokomotif sektörleri arasında yer alıyor. Ama bunu daha da hızlandırmak ve verimliliğini artırmak gerekir. Bunun içinde en önemli unsur markalaşmak ve kaliteli ürünleri, uygun fiyata sunarak sürümden kazanmaktır. Ayrıca artık mobilya mağazası açıp, masa başında müşteri bekleme dönemi bitti. Bunun yerine hedef ülkelere sık sık iyi analiz edilmiş pazar bilgileri ile ticari seyahatler yapılmalı ve bir anlamda müşterilerin ayağına gidilmelidir. Biz Asortie Mobilya ailesi olarak yılda en az 70-80 farklı ülkeye seyahat ediyoruz. Elbette bu seyahatlerin hepsi satışa dönüşmüyor ama bizlere ciddi bir bilgi birikimi sağlıyor. Eğer ülkemize döviz girmesini istiyorsak bir ayağımızın şirkette diğer ayağımızın ise havalimanlarında olması gerekiyor.